11 Mart 2014 Salı

Engelliler İçin Giysi Çalıştayı

Sizlerle Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı başta olmak üzere çeşitli kurum ve kuruluşların destekleri ile İstanbul Teknik Üniversitesi Tekstil Mühendisliğinin düzenlediği "Engelliler için Engelsiz Giysi Tasarım Çalıştayı'nda" yaptığım konuşmayı paylaşıyorum.
Öncelikle kendim ve engelim hakkında kısa bir bilgi vereyim. Adım Alper Şirvan. Sol elini kullanabilen, hiç yürüyemeyen cerebral pasy’li bir bireyim. Uludağ Üniversitesi Bilgisayar Programcılığı Bölümü mezunuyum. Halen, bir kamu kurumunda çalışmaktayım.
            Çoğumuz şunu yaşamışızdır. Evde kendi halinizde pijama-eşofman ya da evde ne ile rahat ediyorsanız onunla otururken bir arkadaşınızdan telefon gelir ve söylediği yere gelmenizi ister. Siz de çoğu zaman şu cümleyle ona karşılık verirsiniz:
“Tamam, hemen giyinip çıkıyorum.”

İşte bu cümle, engelli bireyin öyle kolay kurabileceği bir cümle değildir. Ulaşım araçlarının engelliye uygun olup olmamasını –konumuzun dışında olduğu için- göz ardı edersek, “giyinmek”, hele ki yardım almadan giyinmek, engelli birey için engel durumuna göre önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.

Ben, başta da belirttiğim gibi tek elini kullanabilen, yürüyemeyen bir engelliyim. Yaşayıp “deneme-yanılma” yöntemiyle öğrendiğim soyunmak, büyük ölçüde yardım almadan başarabildiğim bir eylemdir. Eşofman ya da iç çamaşırını kendi başıma giyinebiliyor olsam da tepeden tırnağa yardım almadan giyinmem, en azından ev dışı sosyal ortamlarda giydiğimiz, bol düğmeli gömlekler; pantolonların önlerinde bulunan kanca ya da kopçalar, düğmeler; mevsime göre fermuarlı montlar, kabanlar; çoğu zaman bağcıklı ayakkabılar, düşünüldüğünde ancak hayal edebileceğim bir konudur.
Ben yardım alarak kolayca giyinebiliyorum. Ama engel durumu, cinsiyet, bakış açısı gibi faktörleri göz önüne alacak olursak, her engelli için yardım almadan giyinmek kadar yardım alarak giyinmek de kolay olmayabiliyor çoğu zaman… Mesela benim gibi tekerlekli sandalyede sürekli oturan bir birey için uygun kısa-kalın ve tek elle önünü kapatabileceğim türden mont-kaban bulmak kolay olmuyor genellikle... Benim özelimden genele bakacak olursak, tekerlekli sandalye kullanan bireyin sürekli sandalyede oturduğu düşünüldüğünde mont-kaban-ceket başta olmak üzere giyeceklerin boyu da önem kazanmaktadır.
Çoraplarımı çıkarabilirim, ama giyemem mesela… Sadece sol elimi kullanabildiğim için gömleğin sol yen düğmesini açamadığım için gömleği çıkartırken de zorlanırım. Düğme, kopça ya da fermuar yerine cırt-cırt ya da çıt-çıt türü şeylerin uygun olabileceğini düşünüyorum. 
Genel olarak hedef, engelli bireyin olabildiğince yardım almadan; yardım alacaksa da ne yardım edeni, ne engelliyi yormadan soyunup giyinmesini sağlamak olmalıdır. Her engellinin engel durumuna göre ihtiyaç ve beklentileri farklı olsa da, üretilen çözümler farklı engel gruplarına hitap edecek şekilde olmalıdır.
Bunun da karşılıklı bir süreç meselesi olduğunu düşünmekteyim. Engelliler, benim gibi birçok şeyi deneme yanılma yöntemiyle değil de eğitimini alarak daha üst düzeyde ve çocukluktan itibaren soyunup giyinmeyi öğrenecek; onlara hitap etmeyi düşünen tekstil sektörü de engellileri daha özgür kılmanın yollarını arayacak. Herkesin samimiyetle birbirine doğru adım attığı bir dünya, çok daha yaşanılır bir dünya olacaktır.
Çözüm anlamında ne yapılabilir? Düşünmek, üretmek ve yaklaşmak lazım…
Bir giyim mağazasına girdiğimizde “Erkek-Kadın-Çocuk” gibi bölümler hemen gözümüze çarpar. Hatta sadece erkeklere, sadece kadınlara, sadece çocuklara hitap eden mağazalar da mevcuttur.
Bu bahsettiğimiz bölümlerin yanı sıra giyim mağazalarında “engelli” reyonunun olması, büyük bir adım olur kanaatindeyim. Elbette bunun için ilk önce o reyonu dolduracak ürünleri üretmek gerekiyor sanıyorum.
Burada bulunmamı sağlayan Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı’na teşekkür ederim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder