9 Nisan 1999 Cuma

Hafız'ın Dünyası




   
      Hafız, çalıştığım yıllarda huzurevinde kalan 65 yaşında bir insandı. İnsan gerçeğinin yüreklerde saklı olduğunun sembolüydü o...
Onu ilk defa görenler, bizi insanlığımızdan uzaklaştıran en kötü duyuşlardan biri olan katı bir ‘önyargı’ ile ‘zekâ özürlü bir yaşlı’ deseler de ona ‘acıma’ duyguları ile yaklaşsalar da O, kartvizitleri kalabalık ama yürekleri bomboş ve beyinleri ile yürekleri arasında en ufak bir ilişki bulunmayan ‘zavallı’lar arasında adeta bir insanlık abidesi gibiydi.
         Huzurevine gelen her yabancıdan ‘para ver, para ver!’ diyerek para isterdi kendine has üslubuyla... Her ne durumda olursa olsun duyardı gelen arabanın sesini... Duyar ve hemen vaziyet alırdı: ‘para ver, para ver!’