28 Nisan 2004 Çarşamba

"Beraber"

        Yalnızlığı ile baş başaydı yine… Hiç istemese de geçmişle olan irtibatını –en azından- belli bir seviyeye indirememişti.
     “Bugün” ve “yarının” bittiği yerde “dünün” başladığını fark edeli çok olmuştu. Hatta bu gerçeği fark ettiğinde anlamıştı ki, hayat yaşanmışlar toplamından ibaretti. Yaşamak da sadece nefes alıyor olmak değil, son nefeste “yaşadım ve gidiyorum” diyebilmekti.

13 Nisan 2004 Salı

Bir Engelli Olarak Sevmek/Bir Engelliyi Sevmek

Sevginin kutsallığına dair o bildik, basmakalıp şeylerden bahsetmeyeceğim, başlığa bakıp aldanmayın.
Sevmek, öznesi “vermek” olan ve insanoğlu var olduğundan bu yana söylene söylene bitirilememiş gayet uzun bir duygu cümlesi... İşin özünde “vermek” olunca insan gibi bir varlık için iş çetrefilleştiğinden dolayı, bir sevgiyi sürdürmenin ne kadar “özverili” bir durum olduğunu çok defa duymuşsunuzdur. Zor olan, emek isteyen her şeyde mutlaka tadılası bir şeyler vardır ve insanoğlu;
“sevmekten kim usanır?
sevmeye doyum olmaz;
hangi gönül uslanır,
sevenle oyun olmaz.”
gibi şarkılarda, şiirlerde bunu defalarca ifade etmiştir.