Bugün sizlerle 2020 yılının ağustos ayında ilk emeklilik dilekçemi vermemle başlayan ve ancak 2021 yılının mart ayında neticelenebilen “emeklilik sürecimden” bahsedeceğim. Bu yazıyı yazarken olabildiğince yorum yapmadan salt olayları aktaracağım. Amacım bağcıyı dövmek değil üzüm yemektir. Benim yaşadıklarımı diğer engellilerin yaşamaması benim için yeterli… Takdir kamuoyunun!
Başlamadan, kendimi ve 19 yıl 4 aylık fiili çalışma hayatımı
özetleyeyim. Çoğunuzun bildiği gibi Cerebral Palsy ile yaşayan, sol eli faal,
tekerlekli sandalye kullanıcısı bir engelli vatandaşım. Engelim doğuştan. Doğuştan
engelli olduğumun altını çizmek isterim. Bunun sebebi, yazının ilerleyen kısımlarında
daha net ortaya çıkacak. Uludağ Üniversitesi Bilgisayar Programcılığı bölümünden
1995 yılında dereceyle mezun oldum. 16 Mart 1998’de Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne
bağlı Huzurevi kurumunda ilk olarak işe başladım. 8 yıl orada, 4 yıl özel
sektörde çalıştıktan sonra EKPSS ile atanarak 2013-2021 yılları arasında Sağlık
Bakanlığı bünyesinde Bursa Yıldırım İlçe Sağlık Müdürlüğüne bağlı birimlerde ve
en son Bursa İl Sağlık Müdürlüğü’nde çalıştım.
Geçtiğimiz 2020 yılı başında dünyayı sarsan malum pandemi
sürecinin ilk günlerinde Bursa Yıldırım İlçe Sağlık Müdürlüğüne bağlı Sağlıklı
Hayat Merkezi -KETEM’de çalışmaktaydım. Risk içeren durum ve yaptığım işin,
görevimin uygunluğu sebebiyle yöneticilerimden evden çalışma talebinde
bulundum. (Yaz aylarında akülü sandalyemle işe kendim gidip gelsem de bilhassa kış
aylarında beni işe 73 yaşındaki babam götürüp getiriyordu.) Bu talebim olumlu
karşılanmayınca hem kendimi hem birlikte yaşadığım ailemi riske atmamak adına 2020
yılının ağustos ayının ilk günlerinde emeklilik dilekçemi verdim.
Benim 2012 yılından sürekli engelli heyet raporum vardı.
O raporla EKPSS’ye girmiş, 2013 yılında yine o raporla atanmıştım. Kurum
yetkilileri tekrar rapora gerek olmadığını söylediler. Bursa SGK’dan alınan
onayla da 15 Eylül 2020 tarihinde ilişiğimi keserek emekli edildim.
Ben aylığımın ve ikramiyemin bağlanmasını beklerken 26
Ekim 2020’de büyük bir şok yaşadım. SGK Ankara Genel Merkez mevcut raporumu
kabul etmeyip emekli olurken tekrar heyet raporu almam gerektiği gerekçesiyle
emekliliğimi iptal edip beni göreve iade etti. 16 Kasım 2020’de ben tekrar işbaşı
yapmak zorunda kaldım.
Yaşadığım süreç fevkalade can sıkıcı ve stresliydi. Ben
hayatımda böyle bir stresli dönem hatırlamıyorum. Düşünsenize… Sene olmuş
2021… Siz hâlâ doğuştan engelinizi ispata zorlanıyorsunuz. Üstelik elinizde
sürekli raporunuz varken… Dahası sağlık açısından riskten kaçarken daha büyük
risklere girmek zorunda kalıyorsunuz. Emeklilik dilekçemi verdiğim günlerde
bana rapor almam gerektiği söylenseydi bütün bunları yaşamak zorunda
kalmayacaktım. Orası da ayrı mesele…
Pandemi koşullarında hastaneye giderek 17 Kasım 2020’de
heyete girdim ve olabildiğince çabuk SGK’nın istediği raporu aldım. Peki SGK’dan
cevap beklerken ne olacaktı? Sağlık bakanlığında yıllık izinlerin o günlerde
yasaklanması sebebiyle birikmiş yıllık izinlerimi de kullanamıyordum. O
günlerdeki yaşadığım stresi kelimelere sığdıramam.
Şubat ayının ilk günlerinde SGK’dan “emekli olabilir”
yazım geldi. O sırada sağlık çalışanlarının yıllık izin yasağı da kalkmıştı. İzinlerimi
kullanıp bir sağlık çalışanı olarak 2.doz Covid aşımı da olduktan sonra 19 Şubat
2021’de ikinci defa ilişiğimi keserek emekli oldum.
Mart ayının ortasında emekli ikramiye ve maaşım bağlandı. 15
yılda emekliliğe tabi bir engelli çalışan olarak 19 yıl 4 aylık (6960 gün)
fiili emeğimin karşılığında bana verilen emekli ikramiye ve maaşa dair meblağ
ifade etmeyeceğim. 2008 yılında çıkan 5510 sayılı kanun başta olmak üzere
çıkarılan çeşitli kanun ve hükümlerle ortaya çıkan birçok hak kaybı mevcut ama
sadece şu kadarını söylemek isterim:
Önceden, “en düşük emekli maaşı, asgari ücretten aşağı
olamaz” hükmü vardı, bu hüküm kaldırıldı. Ayrıca emekli olan engelliye derece/kademesi
ne olursa olsun kadrosunun 1.derecesinden emeklilik maaş ve ikramiyesi düzenlenirdi.
Bu da ne yazık ki kaldırıldı.
Tam 6 ay süren stres ve belirsizlikle dolu bu emeklilik
sürecinin ardından mart ayının sonunda mide kanaması geçirdim. Şimdi gayet iyi
olmakla beraber benim yaşadıklarımı hiçbir engellinin, “engellenen insanın”
yaşamamasını gönülden diliyorum.
Alper Şirvan / Nisan-2021
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder